Kalp ameliyatı, geçmiş yıllarda, 30-35 yıl önce ciddi sorunlara, önemli komplikasyonlara neden olan bir operasyon tipiydi.
Komplikasyon oranı çok yüksekti ama ilerleyen teknolojik olanaklar, ilerleme gösteren deneyim ve bilgi konusundaki gelişmeler, kalp ameliyatı sonrası birçok problemin artık çözüldüğünü, sorun olmaktan çıktığını göstermektedir.
Kalp cerrahisi sonrası hasta bakımında da çok büyük ilerlemeler sağlanmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan bu ilerlemelerin bizim ameliyat ettiğimiz hastalar üzerinde önemli kolaylıklar ve hastalarda konfor sağladığını söylemek mümkündür.
Kalp ameliyatı ile ilgili üzerinde durulacak en önemli noktalardan biri, göğüs kemiğinin (sternum; halk dilinde iman tahtası) kesilmesidir. Göğüs kemiğinin kesilmesi, özellikle ameliyat sonrası hastalarda, normal bir hayat konforu sağlanamama algısının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu da hastalarda, ameliyat sonrası için endişe ve ciddi bir stres yaratmaktadır.
Son dönem ameliyatlarda kullanılan malzemeler ve bakım araç gereçleri sayesinde, özellikle iman tahtası kemiğinin kesilmesi sonrası, hastalarımızın endişe ettiği problemlerin aslında ciddi boyutta olmadığı görülmekte ve hastaların normal hayatına geçiş süreci de bu bağlamda çok kısa bir süre zarfında halledilmiş olmaktadır.
Kalp ameliyatı kararı verilen hastalar, bir kere ciddi bir şaşkınlık yaşıyorlar. Genelde beklemedikleri bir sonuç ve ciddi bir sürpriz oluyor onlara. Kalp ameliyatı kararı, genellikle koroner anjiyografi sonrası veriliyor. Koroner anjiyografi tetkikine kendini hazırlayan hastaların çoğu, anjiyo sonrası bir ameliyat girişimini aklına getirmek istemiyor.
Anjiyografi işlemine onay veren hastaların çoğunluğu, gerekirse bir balon ya da stent ile sorunun çözümlenebileceği düşüncesinde oluyor. Bu nedenle, anjiyo sonrası ameliyat kararının hastaya iletilmesi, hastaların birkaç saat şok yaşamasına neden oluyor. Ancak belli bir süre geçtikten sonra sağlıklı düşünüp karar verebilecekleri aşamaya gelebiliyorlar. Ama biz hekimler onlara, "Bakın kalp ameliyatı olmanız gerekiyor ama, bu çaresi olmayan bir sağlık problemi değil.
Bu sonuçta 4-5 haftalık bir tedavi sürecini alacak olan bir süreç ve bu sürecin sonunda siz normal hayatınıza daha sağlam bir şekilde döneceksiniz" diyoruz. Hastalara da hep söylediğimiz şey şu, ameliyata girdiğinizi, ameliyattan çıktığınızı hiç hissetmezsiniz. Bu konuda tereddütlü olan hastaların çoğunluğu, taburcu olurken, ameliyat öncesi taşıdıkları endişe ve ümitsizliğin aksine, ameliyat olma kararı verdiklerine memnun bir şekilde ayrılıyorlar. Kontrole gelen hastalar da ev hayatlarında daha mutlu olduklarını söylüyorlar.
Kalp cerrahisinde, özellikle bypas ameliyatı yapılan hastalarımızın birçoğunda, bypas ameliyatıyla, ameliyat öncesi sorunların tamamen giderildiği, yeni bir kalp fizyolojisine sahip olduklarına yönelik bir algı oluşuyor. Kalp ameliyatında sıfırlanma diye bir şey yok. Sonuç itibariyle sıfır demek doğum demek. Doğumdan sonra hiçbir şey ne yazık ki doğumdaki gibi olmuyor. Yaş ilerledikçe damar sertliği, kalp kapakçıklarındaki sarkmalar, daralmalar ve damarlardaki genişlemeler her geçen gün ilerleyen yaşla beraber bir artış gösteriyor.
Özellikle bypas ameliyatlarına neden olan damar sertliği yani ateroskleroz, sistemik bir hastalık. Kalp ameliyatına kadar kalp dışında başka organları da damar sertliği yönünden etkilemiş oluyor. Ayrıca, ameliyat öncesi risk etkenlerine yönelik, etkin önlemler alınmazsa, bypas ameliyatı sonrası da, damar sertliği sorunu ve damar tıkanıkları kalbin hem ameliyat edilmeyen kendi damarlarında hem de yeni konulan damarlarda ilerlemeye devam ediyor.
Benzer şekilde, kalp kapak anormallikleri nedeniyle ameliyat edilen hastaların, düzenli çalışmayan kapaklarının onarılması ya da değiştirilmesi ile hastaların hayat kalitesi önemli ölçüde düzelmekle birlikte, ameliyat öncesi düzensiz çalışan kalp kapakçıklarına bağlı oluşan, akciğer ve kalp işlevlerindeki aksaklıklar, kalp ritm düzensizlikleri, ameliyat sonrası da hastaların bazılarında devam etmesine neden olabiliyor. Bu bakımdan, başarılı bir kalp ameliyatı sonrası, ne yazık ki hiçbir durum, hastalık öncesi sağlam bir kalpteki gibi olmuyor.
Buna göre, kalp ameliyatı sonrası hastaların, düzenli bakımlarını aksatmamaları ve hastalığa neden olan risk etkenlerinden uzak durmaları, ameliyat olmalarına neden olan kalp hastalığının tekrarlamaması için büyük önem taşımaktadır.
Kalp cerrahisinde en sık yapılan ameliyatlar, koroner bypas ameliyatlarıdır. Bypas operasyonlarında kalbin kan ulaştırılamayan yerlerine yeni damar eklenmesi ile kan ulaştırmaya çalışıyoruz ki kalbin kasılmasında, kasların çalışmasında gerekli olan oksijen ve enerjinin sağlanması konusunda, kalbe yeni bir kaynak oluşturuyoruz.
Genellikle hastalar, bypas ameliyatlarını, hastalıklı damarın kalpten çıkartılarak, yerine vücudun diğer kısımlarından alınan yeni damarların (göğüs atardamarı, kol atardamarı, bacak toplardamarı gibi) eklenmesi şeklinde algılıyorlar. Aslında, bypas ameliyatlarında tıkalı damarı kalpten çıkartmıyoruz, hastalıklı damarlar orjinal yerlerinde duruyorlar. Tıkalı damarın kan taşıyamadığı kalp kaslarına, yeni damarlar aracılığıyla kan taşınabilir hale getiriyoruz.
Bypas ameliyatlarından sonra en sık yaptığımız kalp ameliyatları, kalp kapak ameliyatlarıdır. Bu amaçla, düzgün çalışmayan kalp kapakçığı onarılabilir ya da onarılmayacak kadar yapısı bozulduysa değiştirilebilir. Özellikle yeterli sonuç elde edilebilecek durumlarda, kapak onarımı, kapak değişimine göre daha etkin sonuçlar vermektedir.
Onarılması yeterli sonuç veremeyecek kapakların değiştirilmesi gerektiğinde, genelde kullanılan yapay kapaklar, mekanik ya da hayvan kapakları şeklinde tercih edilir. Hayvan kapaklarının ortalama ömürleri 13 yıl kabul edildiği için, genellikle 65 yaş üstü hastalara kullanılmaları daha çok önerilir.
Genç hasta gruplarında daha çok tercih edilen yapay kapak tipi ise mekanik kapaklardır. Bazı özellikli durumlarda, hastaların kendi dokularından yeni kapak (otogreft) yapılabilir ya da kadavradan hazırlanmış kalp kapakçığı (homogreft) kullanılabilir.
Kalp kapak ameliyatı sonrasında hastalar, çok dramatik tedaviye yanıt veriyorlar. Eğer ameliyat sonrası almaları gereken önlemleri yerinde uygulayabilirlerse, kapak ameliyatı sonrası iyileşme dönemi çok hızlı oluşur ve hastaların ameliyattan alacakları fayda o oranda yüksek düzeye ulaşır.
Bu önlemler, beslenme düzeni, fazla kilolardan arınma, bazı kötü alışkanlıkların terk edilmesi, kendilerine verilen ilaçların düzgün kullanılması, ağız ve genel vücut hijyenine önem verilmesi şeklinde sıralanabilir
Kalp ameliyatında, ameliyat öncesinde hastanın normal günlük yaşantısındaki performansı, ameliyat sonrası iyileşme dönemini etkileyen en önemli noktalardan birisidir. Evinden çıkıp pazar alışverişini yapabilen, günlük işlerini görebilen, ev işlerini kendisi yapabilen bir hastaya göre, genelde yatağa bağımlı, çok kolay bir şekilde ayağa kalkamayan ve sadece tuvalet gereksinimi için yataktan kalkan bir kişinin, kalp cerrahisi sonrası iyileşme süreci aynı düzeyde olmamaktadır.
Burada önemli nokta, bir hastanın vücut kasları ne kadar dinamik çalışıyorsa ve kendi ihtiyaçlarını ne kadar düzgün bir şekilde giderebiliyorsa, ameliyat sonrası sorunlarla baş edebilme kapasitesi de o derece artış gösteriyor.
Kalp ameliyatı sonrası iyileşme döneminde, yaşın etkisinin büyük olduğu söylenebilir. Yaşlı bir bireyin kalp ameliyatına vereceği iyileşme tepkisiyle, genç bir hastanın iyileşmeye vereceği tepki aynı düzeyde olamıyor. Kalp hastalığına erken yakalanan bireylerde, en uygun tedavi seçeneği yapılsa bile, tedavi (ameliyatsız anjiyografik işlemler ya da cerrahi işlemler) sonrası hayatta kalma sürelerindeki uzama dönemi içinde, yeni kalp sorunları ile karşılaşma oranları yaşlı hasta grubuna göre daha fazladır.
Özellikle genç yaşta bypass olan bir kişinin, özellikle hastalığa neden olan risk etkenlerinden korunmaması durumunda, kalp damar tıkanıklığı ile ilgili tekrar sorun yaşama riskinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında, 65 ve üstü yaşlarda başarılı geçen bypass ameliyatı olan bir kişi, ameliyat sonrası önlemleri yerinde uyguluyorsa, ömrünün sonuna kadar ciddi bir sorun yaşamadan hayatına devam edebilir.
Kalp ameliyatı geçirecek hastalarda, öncelikle üzerinde durduğumuz noktaların başında, koroner arter hastalığı risklerine yönelik alınabilecek önlemler ve eğitim aktarımı gelmektedir. Burada, önlenebilir risk etkenlerine karşı hastaların bilinçli olmaları ve bu yönde hastalığa neden olan risklerden korunmaları, yapılacak tedavinin sonuçlarını belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Çünkü bunlar direkt olarak hastaların kendilerini kontrol edebileceği risk etkendir. O bakımdan özellikle aşırı kilolu ve göbekli hastaların, bu konuyla ilgili ciddi bir şekilde önlem almaları, egzersiz ve diyetlerini aksatmamaları çok önemlidir. Bu bağlamda, aşırı kilo, hareketsizlik, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, yüksek kan şekeri, sigara ve alkol konusunda, ameliyat öncesi seviyelerden ve alışkanlıklardan kurtulmaları çok büyük önem taşımaktadır.
Bazı hastaların ameliyat öncesi gece geç yatma alışkanlıklarının, ameliyat sonrasında da devam ettiğini görmekteyiz. Bu alışkanlık, özellikle kalp ameliyatı geçiren hastaların iyileşme dönemlerinin uzamasına neden olabilmektedir. Ameliyat olan hastaların gece kalıcı bir uyku düzeni sağlaması çok önemli. Çünkü ameliyattan sonraki 6 hafta hastaların iyileşmesi ve normal hayata geçiş sürecinde tamamen problemlerini arındırma açısından, önemli bir zaman. Bu bakımdan hastaların o dönem içerisinde uyku düzenlerini tam düzgün bir şekilde ayarlayabilmeleri, beslenmelerini düzgün bir şekilde sağlamaları ve özellikle proteinden zengin, yağdan fakir, sebze ve meyve ağırlıklı gıdalarla beslenmeleri önemlidir.
Operasyon geçiren hastaların, yaralarının sorunsuz iyileşmesi de, hastaların ameliyat sonrası diğer organ işlevlerinin düzene girmesi açısından da çok önemlidir. Bu hem fiziksel bir iyileşmeyi sağladığı gibi, hem de psikolojik iyileşmeyi onaracaktır. Bunların hepsi birlikte, hastanın hem normal hayata döndüğünü hissetmesini sağlayacak, hem de operasyon travması sonrası, hastaların kendine olan güvenini artıran bir etken olarak karşımıza çıkacaktır. Böylece, vücutta organlar arasında fiziksel işleyişin, normal akışına dönmesini mümkün oacaktır. Bu da hastanın sosyalleşmesinde büyük katkı sağlayacaktır.
Hastaların, kalp ameliyatı oldukları yaş da, ameliyat sonrası iyileşme dönemlerinde önemli farklılıklara neden olan bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Ameliyat olması gereken kalp hastalarının 60 yaşın altında olanları, erken yaş grubu olarak nitelendirilebilir. Bu hasta grubu, erken hastalığa yakalandığı için moral olarak daha olumsuz etkilenmiş olsa da, genç yaşta olmanın getirdiği, ameliyat sonrası erken dönemde fiziksel egzersiz üstünlüklerine de sahip oldukları belirtilebilir. Birçok birey tarafından genç yaşta ameliyat olmak bir dezavantaj gibi görünse de, aslında erken dönemde ameliyat olmayı gerektiren risk etkenlerine karşı, ameliyat sonrası alınacak önlemler, hastaların ileride daha ciddi sonuçlara yol açma riski olan klinik durumlardan korunmalarına olanak tanıyabilir.
Erken yaşta ameliyat olmaktan dolayı kaygılı olan hastalarımıza yönelik “erken yaşlarda kalp operasyonu yaptık ama bu sizin hayatınızda belki ileride yaşayacağınız çok daha büyük problemlerin önlenmesi açısından size büyük kazanımlar sağlayacaktır” diyoruz. Temelde alışkanlarını değiştirecekleri düşüncesini göz önünde bulundurarak söylediğimiz bir şey oluyor ve hastalarda genel hayat tarzlarını, kötü alışkanlıklarını değiştirdikleri için de belki 5-10 yıl içinde daha büyük problemlerle karşılaşma riskini de azaltmış oluyorlar.
Kalp ameliyatları sonrası kullanılan bazı ilaçlarla, bazı besinlerin etkileşime girdiğini unutmamak gerekir. Özellikle kullanılan bazı ilaçların yan etkilerinin söz konusu olduğu durumda bazı gıdaların alınmaması gerekiyor. Özellikle bu kalp kapakçığı operasyonu geçiren hastaların kalp kapakçıklarının pıhtı yapmaması için kullanıla, pıhtı önleyici Coumadin ilacı nedeniyle, bazı K vitamini içeren gıdaların daha az ve daha hesaplı tüketilmesi gerekiyor.
Bu bağlamda da bazı komplikasyonları fazla olan ilaçların daha az kullanımı söz konusu oldu. Coumadin de bunlardan bir tanesi. Coumadin kalp kapakçığı değişen hastalarda kullanmak zorunda olduğumuz bir ilaç. Kalp kapakçığı ameliyatı olan hastaların mutlaka coumadinle devam etmesi gerekiyor. Coumadin karaciğerde K vitaminine bağlı olarak pıhtılaşma faktörlerinin üretimini azaltıyor. O bakımdan K vitamini çok fazla içeren yeşil gıdaların coumadin kullanan kişiler tarafından çok sıklıkla kullanılmaması gerekiyor. Bu bakımdan bizim söylediğimiz şey, üst üste öğünlerde yeşil gıda yemeyin. Yiyecekseniz haftada 2-3 sefer ve öğün atlayarak tüketin önerisinde bulunuyoruz. Yeşillik içeren salataların porsiyonunu azaltmalarını. özellikle yeşil sebzelerle yapılan yemek porsiyonlarını küçük tutmalarını öneriyoruz. Ama hiç yemeyin demiyoruz. Çünkü bu doğru değil. Bazı Coumadin kullanan hastalarımızın hiç yeşil gıda tüketmediğine tanık oluyoruz. Burada ciddi bir yanlış anlama olduğunu düşünülebilir.
Ateroskleroz (damar sertliği) kaynaklı damar tıkanıklıklarına bağlı gelişen klinik durumların ciddiyeti, risk etkenlerine bağlı. Risk etkenleri sizi ne kadar sardıysa o kadar risk altındasınız. Risk etkenlerinin bir kısmı değiştirilebilir, bir kısmı da değiştirilemez. Değiştirilemez risk etkenleri özellikle cinsiyet, yaş ve doğumsal bazı hastalıklar. Bir de en önemlisi doğumsal pıhtılaşma eğilimi yaratan hastalıklar. Bunlar hastalarda değiştirilemez risk etkenleri. Çünkü doğumla ilişkili. Yaşı ve cinsiyeti değiştiremezsiniz. Değiştirilebilir risk etkenleri daha çok rol oynuyor. Özellikle kalp rahatsızlığı ile ilgili riskleri en aza indirirseniz maruz kalacağınız risk etkenleri de o kadar düşüktür.
En başta sigara, kilo, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol düzeyi gibi ve diğer kötü alışkanlar gibi yaklaşımlar değiştirilebilir risk etkenleridir. Bunlar konusunda önlem alınabilirse ve günlük egzersizlerinize dikkat ederseniz, mümkün olduğunca gereksiz endişelerden kendinizi uzak tutup düzgün hobilerle, fiziksel aktivitelerle ilgilenecek vakit de ayırırsanız o zaman bu değiştirilebilir risk etkenlerini en aza indirmeyi, bu tip problemlerle karşılaşma olasılığınızı azaltabilirsiniz.
Ama tabi ki bazı genetik etkenler var. O genetik etkenlere bağlı, problemlerle yaşama oranı hiç de az olmayan hastalarımız da oluyor. Çünkü genetik bazen çok ciddi rol oynuyor. Hiç hayatında sigara içmemiş, şeker hastalığı ile ilgili hiçbir problemi olmamış, tansiyonu yükselmemiş 45 yaşlarında bypas ameliyatı yaptığımız birçok hastanın olması, bize genetiğin risk etkenleri içinde çok ciddi rol oynadığını düşündürmektedir.
Sebzeli gıdalar, proteinli gıdalar kalp cerrahisi sonrası hastaların rahatlıkla alabileceği gıdalardır. Mümkün olduğunca kolesterolden ve yağdan fakir gıdaların alınması, kullanılacak ilaçların da daha etkin bir şekilde etkisini göstermesini sağlayacaktır. Ama tabi ki bazı antibiyotiklerin, özellikle greyfurt suyuyla içilmemesi gibi bazı ayrıntılar, spesifik özellikler olabilir. Onlar zaten kullanım kılavuzlarında ayrıntılı bir şekilde yazılmaktadır.
Sonuç itibari ile kalp ameliyatı sonrası hastaların düzgün beslenmesi, egzersizlerini düzgün bir şekilde yapılabilmesi ve ilaçlarını düzgün bir şekilde, bilinçli bir şekilde kullanması çok büyük önem arz ediyor. Yara olan yerlerin bakımı özellikle kesi yerlerinin temiz tutulması, akciğer problemi olan hastaların akciğerlerini dinamik tutmaları için önerilen egzersizlerini düzenli olarak yapmaları, ameliyat sonrası normal hayata geçişte büyük katkı sağlayacaktır.
Kalp cerrahisi geçiren hastalarımızın ameliyat öncesi endişelerinin ameliyat sonrasında devam ettiğini görüyoruz bazen. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi, hastaların yeteri kadar bilgilendirilmemesi ve eğitilmemesidir. Kalp ameliyatı uygulayan merkezlerin bu konuda mutlaka eğitimli ve deneyimli kişiler tarafından hastaya hizmet vermesi konusunda istekli davranmaları lazım.
Hastaların ameliyat öncesi, ameliyat sırası, ameliyat sonrasındaki servis ve yoğun bakım izlemleri ve taburculuk sonrasında evdeki bakımları konusunda mutlaka hastaları bilgilendiren ve bu konuda rahat bir şekilde ulaşabilecekleri kişiler ile tanıştırmak ve onlara eğitim vermek bakım kalitesini arttıran önemli unsurlardır.
Ameliyat öncesi bilgilendirme, yoğun bakım ile ilgili bilgilendirme, ameliyathane ile ilgili bilgilendirme kadar taburculuk sonrası evdeki yaşamları ile ilgili bilgilendirme de kalp ameliyat sonrası iyileşme sürecini kolaylaştıran etkenlerdir. Bu bağlamda hastanelerin birçoğunun hazırladığı bilgilendirme kitapçıklarının hastalara büyük kazanımlar sağladığı belirtilebilir.
Hastalarımıza özellikle operasyon sonrası yara bakımlarını çok iyi öğrenmeleri ve yara ile ilgili zararlı olabilecek uygulamaların neler olduğunu iyi bilmeleri çok önemli. Özellikle diyetisyen eşliğinde verilen önerilerin çok iyi algılanması, kötü alışkanlıklardan sigara ve alkolden uzak durmaları ve ameliyattan sonraki 6 hafta boyunca egzersizlerini çok bilinçli bir şekilde yapmaları ve göğüs kemiklerini iyi korumaları kalp cerrahisi sonrası hastalarımız için çok önem arz etmektedir.
Verilen ilaçların sabah-öğle-akşam ve gece şeklinde ayrımının yapılarak, ilaçların hiç aksatılmadan doktor önerisiyle kullanılması da ameliyat sonrası iyileşme döneminin olumlu geçmesinde etkili olan unsurlardır.
Eşimin anjio sonucunda baypas olması gerektiği söylendiğinde çok üzülmüştük, ama değerli hocam Cüneyt Narin Bey'in kapalı baypas yaptığını ve çok başarılı olduğunun duyumlarını aldık ve çok başarılı geçti. Ardından hızlı bir iyileşme süreci yaşadık inanın 15. gün araba kullanabilecek duruma geldi. Biz ne kadar teşekkür etsek azdı{...}
Bypass ameliyatı olacağımı öğrendiğimde hemen aklıma Cüneyt hoca geldi. Tecrübesi başarısı sayesinde hiç korkmadan kendimi ona teslim ettim. Şu an meme altı 3 damar bypass ameliyatı olalı 2 hafta oldu. Çok iyiyim. Amaliyat sonrası ilgisi, destekleri içinde çok teşekkür ederim.{...}
Cüneyt Narin bey kardeşime kalp ameliyatımı yapmak üzere uzlaştığımda minimal ile açık gögüsten ameliyatının hangisi olacağına karar veremedim. Cerrah olan iki oğlumdan biri açık, diğeri minimal şeklinde ameliyat olmamı istedi. Sonra kararımı verdim, minimal ameliyatla meme altından bir küçük kesikle ameliyatımı yaptılar. Çok titiz ve {...}
Cüneyt hoca ile rutin bir kontrol sonrası kapl damarlarımdaki çoklu tıkanıklık nedeni ile tanıştık. Kent hastanesinde çok başarılı bir kapalı bypass ameliyatı gerçekleştirilerek üç damarım değiştirildi. Ameliyat sonrası haftasonu, gece demeden yakın takip ederek iyileşme sürecini yönetti. Ameliyat sonrası gerek Cüneyt hocam uzmanlığı {...}
Kalp damar sorunu yaşadığım anda Cüneyt hocayı tanıdım. Tanıdığım andan itibaren bana verdiği güven ve samimiyeti sorunuma çözüm oldu. Gerek cerrahi hekimliğindeki tecrübe ve başarısı, gerekse insani yaklaşımı iyileşme sürecimi hızlandırdı. Kendisine sonsuz teşekkürler.{...}
Sevgili Cüneyt Narin hocamız, annemizin operasyonu, tetkikler, durum analizi ve tedavi yöntemi sürecinde önderlik etti, yol gösterdi ve çok başarılı operasyonu ile annemizin en sağlıklı şekilde çıkmasını sağladı. Gerçekten soyadı gibi Narin hocam, operasyonuda sihirli elleri ile süper şekilde halletti. Annemi en iyi şekilde buradan ald{...}
Dr. Cüneyt bey, Barış bey, hemşireler ve tüm ekibe içten teşekkürler. Cüneyt beyin ilgi, alaka ve işinin ehli olması sayesinde, ameliyat öncesi sonrası ve tüm işlemlerde çok rahat ve güvende hissettik. Kendisi herkese tavsiye edeceğim bir hekimdir.{...}
Kent Hastanesi'nin incisi ailemizin doktoru sevgili Cüneyt Narin zorlu bir sürete bizlere güven veren tecrübesi ve güleryüzü ile bize destek olan, harika insan iyi ki yolumuz sizin gibi müthiş bir tecrübe ile kesişti. Sağlıklı güzel sonuçlarla yuvamıza döndük. Herşey için sonsuz teşekkürler.{...}
Cüneyt hocama çok teşekkür ederim. Babamın durumunun ciddiyetini biliyorduk. Muayeneden sonra acil bypass ameliyatına alındı. Sıkıntılı ve stresli günlerden sonra yoğun bakımda babamı gördüğümde ki sevincimi sizlere anlatamama kelimer yetmez. Hocamın ellerine emeğine sağlık. Allah bilginizi daim etsin.{...}
Ben hasta Mustafa Gürkan, özellikle doktor Cüneyt'ten çoook memnunum, hastanenizin tüm birimlerinden de memnun oldum. Doktor bey ve tüm ekibin bana gösterdiği ilgi ve sevgiden memnun oldum, herkese teşekkürler.{...}
Zor bir ameliyat hocamız sayesinde başarı ile gerçekleştirildi. Hangi doktora gittiysek %90 ölüm riski var diyip ameliyat yapmak istemediler. Bu durumda hocama geldiğimiz zaman bize umut ışığı oldu. Kendisi insanlığı hastaya yaklaşımı saygı ve sevgisi ile bizi çok mutlu etti. Size ve ekibinize minnettarız. Herşey için çok çok teşekkür {...}
Hocamızın çok değerli biri olduğunu duymuştuk. Geçirdiğim by-pass ameliyatı sonrası engin bilgili olduğunu tecrübe ettim. Ameliyat sonrası süreçtede benimle titizlikle ilgilenmesi beni ayrı mutlu etti. İyiki varsın hocam. SaygılarımlaGöktaş Polattimur{...}