Doç. Dr. Cüneyt NarinTRİLETİŞİMMENÜ
Kalp Sağlığı ve Beslenme
Kalp Sağlığı ve Beslenme
Kalp Sağlığında Beslenme

Özellikle kalp krizi geçirmiş, kalp ile ilgili girişim geçirmiş, balon-stent ya da bypass ameliyatı olmuş hastalar için, beslenme çok daha fazla önem kazanmaktadır.

Kalp sağlığı ve beslenme konusu, özellikle kalp ameliyatı geçiren hastalar tarafından en çok merak edilen konuların başında gelmektedir. Bu bağlamda, sadece kalp sağlığı için değil, tüm vücut sağlığı için beslenme alışkanlıkların etkisi önemlidir.

Kızartmadan Uzak Durun

Kalp sağlığına uygun beslenme kapsamında ilk olarak kızartmadan uzak durulması gerekiyor.

Kızartma hem vücuttaki kanda oluşturduğu etki, hem de diğer organlarda yaptığı etkinin kalpteki yansımaları bize gerçekten zarar veren bir yeme alışkanlığıdır. Bunun yerine özellikle fırın, haşlama ya da ızgara yöntemlerini pişirme yöntemi olarak tercih etmek kalp sağlığımız açısından daha uygun olacaktır.

Kalp sağlığı için, dengeli beslenme çok önemlidir. Sadece tek bir yemek çeşidinden ya da besin çeşidinden değil, harmanlanmış bir besin çeşidine kendimizi alıştırmamız ve bunu bir genel yaklaşım olarak devam ettirmemiz çok büyük önem arz ediyor.

Tahıl Ürünlerinde, Tam Tahıl-Tam Buğday Ürünleri Tercih Edilmeli

Özellikle yeşil gıdaları, proteinleri ve bitkisel yağları beraber bir şekilde almak, mümkün olduğunca karbonhidrat ve nişastadan uzak durmak önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor. Tabi bu arada özellikle gluten dediğimiz proteinlerin çok büyük miktarda yer aldığı buğday, arpa, çavdar gibi tahıllardan da mümkün olduğunca uzak durmak gerekiyor.

Özellikle buğday ürünleri içeren besin maddeleri için, tam buğday ürünlerini tercih etmek daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Tam buğday ürünleri, hem içerdiği lifler hem de içerdiği elementler yönünden, hem kan basıncını düzenlemede, hem de kalp sağlığı için beyaz buğday ürünlerine göre daha sağlıklıdır. Bu nedenle besin içeriklerinde, beyaz ekmek, endüstriyel kek ürünleri, donmuş hamur ürünleri, bisküviler, pastalar, yağlı patlamış mısırlar ve krakerler zararlı tahıl ürünleri olarak sıralanabilir.

Düşük Yağ İçeren Protein Kaynaklarına Daha Çok Yer Verilmeli

Yağsız kırmızı et, kümes hayvanlarının derisiz etleri, balık, düşük yağlı süt ürünleri ve yumurta, yağ oranı düşük olarak sınıflandırılan yüksek protein içeriğine sahip sağlıklı gıdalardır. Balık, diğer et ürünlerine göre, içeriğinde bulunan omega-3- yağ asitleri de göz önünde bulundurulduğunda, kalp ve damar sağlığı açısından daha ön sıralarda yer alması önerilen besinlerdendir.  

Ayrıca keten tohumu, ceviz, soya fasulyesi ve baklagiller (fasulye, bezelye, mercimek) de, yağ oranı düşük, yüksek protein içeriği olan sağlıklı gıdalar olarak sıralanabilir.

Kalp için faydalı olan ve protein içeriği oldukça yüksek olan kuru baklagilleri tüketmeden önce, mümkünse 12-24 saat önceden ıslatmak, suda bekletmek ve en az suyunu 2-3 kere değiştirdikten sonra kuru baklagillerle ilişkili yemekleri yapmak kalp sağlığınız için önem arz ediyor.

Sağlıksız Yağlardan Uzak Durmak Önemli

Doymuş ve trans yağların vücuda alınmasını sınırlamak, kan kolesterol seviyesini düşürmek ve koroner arter hastalığı riskini azaltmak için önemli basamaklardır. Amerikan Kalp Derneği’ne göre, doymuş yağların günlük kalori alımındaki oranı, % 6’yı geçmemelidir. Buna göre, günde toplam 2000 kalori gıda alan bir kişinin, 12-13 gr.dan daha fazla doymuş yağ almaması önemlidir.

Amerikan Diyet Kılavuzu, 2020 güncellemesine göre de, günlük kalori alımında, doymuş yağların oranının % 10’un altında olmasını önermektedir. Buna göre;

  1. Yağlı etlerden kaçınmalı, yağsız etleri tercih etmeli
  2. Daha az tereyağı ve margarin tüketmeli
  3. Düşük yağ içerikli gıdaları (daha az yağlı yoğurt, süt ürünleri vs. gibi) yemeklerde kullanmalı 
  4. Yağ gereksinimi olduğunda zeytinyağı veya kanola yağı gibi doymamış yağlar kullanılabilir. Ayrıca bazı balıklar, avokado, ceviz ve çekirdekler, içerdikleri doymamış yağlar nedeniyle, güvenli besinler olarak sıralanabilir.

Doymamış yağların, kalp ve damar sağlığı için daha uygun yağlar olduğu söylenebilmekle beraber, her yağın yüksek kalori içerdiği de unutulmamalı, tüketimlerinde hesaplı davranılmalıdır.

Kalp Sağlığında Meyve ve Sebze Tüketimi Önemli

Kalp sağlığı ve meyve-sebze tüketimi de beslenme konusunun önemli başlıkları arasında yer alıyor. Meyve ve sebze hepimiz için çok faydalı, önemli birer vitamin ve mineral kaynaklarıdır. Meyve ve sebzenin, liflerden zengin, yağdan fakir olma özellikleri de, genel vücut sağlığı yönünden önemlerini arttırmaktadır.

İçerdikleri besinler, kalp ve damar sağlığı için koruyucu özelliktedir. Günlük meyve ve sebze tüketimindeki artış, daha kalorili ve zararlı besinlerin (et, peynir, cips, bisküvi- kraker, çikolata gibi) tüketimini de azaltacaktır.

Özellikle akşam saat 8-9 dan sonra alınan birçok şeker içeren meyvelerin, kalp sağlığı için zararlı olduğunu söylemekte, bir kere daha fayda var. Eğer meyve tüketilecekse, gün içerisinde gündüz vakti alınması, gece alınacak meyvenin özellikle karbonhidrat içeriği ve şeker içeriği nedeniyle, yağa dönüşme riskinin daha fazla olduğu ve bunun abdominal obezite dediğimiz göbek gelişimini daha fazla oranla arttırdığı ve “insülin direncini” olumsuz etkileyerek, tip 2 diyabete sebep olabileceğini söylemekte fayda var.

Tuz (Sodyum) Tüketimini Azaltın

Aşırı tuz tüketimi, vücutta fazladan su tutulmasını ve kan basıncını arttırarak, kalp hastalıkları için risk oluşturur. Amerikan Kalp Derneği, sağlıklı bireyler için günlük sodyum alımını 1,5 gr, Dünya Sağlık Örgütü ise 2 gr ile sınırlanmasını önermektedir. Bu da yaklaşık 4-5 gr. (tam dolu olmayan 1 çay kaşığı) tuza karşılık gelmektedir.

Sofraya gelen yemeklere tuz eklememek, tuz tüketimini azaltmak yönünde önemli bir alışkanlıktır. Birçok hazır ve konserve gıdanın, özellikle işlenerek dondurulmuş gıdaların, aşırı tuz içerebileceği akılda tutularak, bu gıdaların tüketimi konusunda dikkatli davranılmalıdır.

Taze sebze tüketilmesi ve bireylerin kendi tencere yemeklerini yapması, bu konuda önemli kazanımlar sağlayacaktır. Eğer konserve gıdalar tüketilecekse de, özellikle açıklama kısımlarında, düşük tuz içerdiğini belirten ürünleri tercih etmek daha uygun olacaktır.

Özellikle hazır sos, ketçap, mayonez ve hardal gibi gıdaların da yüksek tuz içerebilecekleri akılda tutulmalıdır. Bu sos ve çeşnilerin düşük sodyum içerenleri ya da evde yapılanları tercih edilebilir.

Yemek Porsiyonlarınızı Azaltın

Ne yediğiniz kadar, ne kadar yediğiniz de sağlığınız için önemlidir. Özellikle restoranlarda sunulan porsiyonların, gereğinden fazla olabileceğini akılda tutmak önemlidir.

Buna göre;

  1. Küçük tabak ya da kase kullanmak,
  2. Meyve ve sebze gibi, daha düşük kalorili ve daha fazla besin değeri olan gıdalara daha sık yer vermek,
  3. İştah kontrolünü kaybettiren hazır gıdalara daha az yer vermek porsiyon miktarını kontrol etmekte faydalıdır.

Bu arada yemeklerde aldığınız porsiyonların, hangi ölçüde olduğunu bilmek de (örneğin, 1 tabak pilavın içerdiği pirincin, kaç çay bardağı olduğu, ağırlığı ve bunun kalorisi gibi),hem alınan kalori konusunda fikir sahibi olmanızı sağlayacak, hem de ardışık alınan gıdalarda sınırlanması gerekenler konusunda daha iradeli davranılmasını sağlayacaktır.

Arada Kendinize Ödül Verin

Tüm yaşamınız boyunca, katı bir beslenme düzeni uygulamanın, psikolojik yan etkilerinin de olacağını unutmayın. Bu bakımdan, genel alışkanlık ve düzenden sapmadan, arada canınızın çok istediği, zararlı olduğunu bildiğiniz besinlerden de, dozunu kaçırmadan kendinize ödül amaçlı, almanızın farklı yararları olabilir.

Bu davranış şekli, yaşamdan daha fazla keyif almayı sağlayarak, sağlıklı bir vücudun düzenli işlerliğinde önemli yeri olan, birçok mutluluk kaynaklı hormonların düzenlenmesinde de etki göstererek, fiziksel sağlığın yanında psikolojik sağlığın da, daha düzenli olmasına katkı sağlayabilir.

Doç. Dr. Cüneyt Narin
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Doç. Dr. Cüneyt NARİN 1970 tarihinde Denizli'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Denizli’de tamamladı. 1994 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Eylül 1994 ve Mayıs 2000 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı.

Asistanlık eğitimi sırasında, Ağustos 1998 tarihinde Leeds İngiltere'de Dr. K.G. Watterson'ın yanında konjenital kalp cerrahisi dalında deneyim kazanma amaçlı çalıştı. Uzmanlık sonrası 4 ay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda uzman hekim olarak çalıştı.
Sayfalar
İletişim Formu
Doç. Dr. Cüneyt Narin
GÖRÜŞLER
HASTA YORUMLARI
Tüm Yorumlar
Randevu Randevuİletişim İletişimWhatsapp Whatsapp
Doç. Dr. Cüneyt NarinDoç. Dr. Cüneyt NarinKalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
0542 286 27460542 286 2746