Doç. Dr. Cüneyt NarinTRİLETİŞİMMENÜ
Varis Tedavisi İzmir
Varis Tedavisi İzmir

Özellikle havaların ısınması, ilkbaharın sıcaklığını göstermesi ve yazın o terletici hava koşullarının ortaya çıkması ile birlikte, varis ile şikayetlerin daha da artacağını öngörmekteyiz.

Varis Tanısı Nasıl Konulur?

Renkli Doppler, özellikle varis ile ilgili şikayeti olan hastalarda, tanıya gitmek için yapılacak en önemli tetkiklerden birisidir.

Varisle ilgili ön tanı ve kesin tanı için bu tetkik çok önemlidir. Tabi ki burada önemli olan noktalardan bir tanesi, Doppler ultrason tetkikinin işin uzmanı olan radyolog tarafından yapıldığı kadar, varisle ile ilgili tedaviyi yapacak olan klinisyenin de ultrason bilgisi olması, hastanın tedavi aşamasındaki sonuçları olumlu yönde etkiler.

Doppler ile ilgili olarak birçok hastada karşılaştığımız önemli sorunlardan bir tanesi de Dopplerin sadece yatarak yapılmasıdır. Halbuki varis ile ilgili tanının kesin bir şekilde konulabilmesi, etkin tedavinin oluşturulabilmesi için renkli Doppler ultrasonun sadece yatarak değil, ayakta da yapılması, varis tanısında çok önem arz ediyor.

Özellikle damarla ilgili çapsal değerleri ve damardaki kapakçıkların çalışmamasına bağlı oluşan reflü denilen kaçağın iyi tespit edilebilmesi için ayakta renkli Doppler ultrasonun yapılması çok önemlidir.

Özellikle Doppler ile ilgili tetkik yapıldıktan sonra, yapılacak olan tedaviye karar verilmesi, radyolojik olarak alınmış resmi raporun yanında, tedaviyi üstlenen kişinin ve hekimin de Doppler bilgisinin olması, tedavi sürecini daha olumlu yönde etkileyecek ve ameliyat sonrası yani işlem sonrası tekrarlama riskini azaltan önemli bir etken olarak karşımıza çıkacaktır.

Doppler ile birlikte, özellikle derin toplardamar pıhtılaşması ile ilgili şüpheli olan durumlarda, anjiyografiye kadar giden daha ileri tetkik yöntemlerinin de gerekli olabileceğini bilmekle beraber, varisle ilgili sorunu olan hastaların büyük çoğunluğunda, bu tip komplike ve ileri seviye tetkik yöntemlerine çok ihtiyaç duyulmadığını belirtmek isterim.

Varis Tedavisinin Aşamaları

Varisle ilgili tedavi gerektiren hastaların tedavi süreçlerini 5 aşamada toplayabiliriz. Özellikle varis problemi olan hastaların, ayak ve bacakla ilgili yakınmaları, bacak şişlikleri ve gece uyku kalitelerinin bozulması sıklıkla görülür. Bu bağlamda, özellikle renkli Doppler ultrasonla tanı konulduktan sonra ve bunu fiziksel muayene ile de destekledikten sonra, tedavi planladığımız hastaların tedavisi başlarken, öncelikli hedefimiz, hastaların yakınmalarını azaltmaya yönelik ilaç tedavisidir.

Bu amaçla, özellikle bitkisel ağırlıklı, güvenli bir şekilde yan etkisi az olan bazı ilaçları seçmekteyiz. Bu ilaçlar aynı zamanda hemoroid için de kullandığımız bitkisel ağırlıklı ilaçlardır. Birçok hastamızdan "İlaç tedavisi varis hastalığını tedavi eder mi ?" şeklinde sorular alıyoruz. Bir kere varis oluştuktan sonra ilaç tedavisi ile yok edilmesi mümkün değildir.

Ama ilaç kullanımı, hastaların o sırada varisle ilgili özellikle ayak bileği, baldır ve bacakla ilgili ağrı, huzursuzluk ve kaşınma gibi şikayetlerini gidermek ve ödemlerini çözmek yönünde çok büyük faydalar sağlayabilmektedir.

Varis Kremi

Varis için bazı kremlerin hastalar tarafından kullanılma eğiliminde olması, bize kremle ilgili de oldukça fazla soru sorulmasına neden olmaktadır. Kremler de aynı ağızdan alınan ilaçlar gibi, varisleri yok etmezler ama ‘at kestanesi ekstresi’ içeren kremlerin ayak ve bacakla ilgili varis şikayeti olan hastalarda yakınmaları azalttığını bilmekteyiz. Özellikle bu konuda elma sirkesinin de, soğuk uygulamanın da varisle ilgili şikayetleri azaltmakta büyük katkısı olduğunu bilmekteyiz.

Önleyici tedavi olarak, ilaç tedavisinden sonra 2. sırada sayabileceğimiz tedavilerden birisi de, ayağın şişmesini engelleyen, kompresyon yani bası aygıtlarının kullanmasıdır. Bunların başında da varis çorabı geliyor. Varis çorabı giymek istemeyip, elastik bandajla bacağını sardıran hastalarımızın da olduğunu biliyoruz.

Varis çorabı da yine ilaç tedavisi gibi varislerin yok edilmesinde büyük bir katkı sağlamıyor. Sadece yeni varislerin oluşmasını engelliyor ve mevcut varislerin oluşturmuş olduğu bazı klinik semptomları azaltmada bize ciddi oranda yardımcı olmaktadır.

Skleroterapi İle Varis Tedavisi

Tedavinin 3. sırasında da köpük tedavisi (skleroterapi ile varis tedavisi) var diyebiliriz. Özellikle küçük kılcal damarların yok edilmesi için estetik olarak ve hastaların bazı ayakla ilgili yakınmalarını gidermek için köpük tedavisi uygulamaktayız. Bu yöntemler, poliklinik koşullarında köpük haline getirdiğimiz bazı ilaçların, özel iğneler aracılığıyla varisli damar içini kapatmak için kullanılmasıdır.

Anestezi gerektirmeyen bu yöntemler sonrası, hasta varis çorabını giyerek evine gidebilmekte ve sosyal hayatında herhangi ciddi bir kısıtlamaya gitmeden, normal yaşamına kaldığı yerden başlayabilmektedir.

Köpükle Varis Tedavisi

Köpükle varis tedavisi, yaz döneminde tercih etmediğimiz, havanın güneşli olduğu dönemlerde (tedavi sonrası ultraviyole ışınlarının cilt lekelenmeleri oluşturma riski nedeniyle) çok fazla yapmak istemediğimiz bir tedavi yöntemidir.

Burada özellikle kırmızı mavi kılcal damarsal yapıların (telenjiektazi ve retiküler venler) yok edilmesinde köpük tedavisi bize avantajlar sağlamakta. Bu işlemi yaptıktan sonra en az 3- 4 hafta tedavi edilen bacağın özellikle güneş ışığıyla çok temas etmemesi kalıcı lekelerin önlenmesi açısından oldukça önem arz etmektedir.

Tedavide daha büyük damarlara müdahale etmek gerekirse, eskiden yaptığımız açık operasyonları artık 10 yıldır kullanmıyoruz. Açık operasyonda varisli damarın,ana damara döküldüğü yerden alınarak vücuttan çıkarılması operasyonları artık çok fazla kullandığımız yöntemler değil.

Hem bu operasyonlar belden uyuşturma ya da genel anestezi gerektirmekte, hastaları hastanede yatarken izleme süresi daha fazla olmaktaydı ve hastaların ameliyat sonrası yakınmaları da daha fazlaydı. Bu tip operasyonlar sonrası iş kaybı süresi de en az 7-10 gün sürmekteydi. İlerleyen teknolojik olanaklarla, son 10 yıl içinde, güncel varis tedavisinde artan oranda kullandığımız, lazer ve radyofrekans (RF) yöntemleri ile günübirlik yatış koşullarında, lokal anestezi altında kapalı varis operasyonu olarak adlandırdığımız yöntemle hastalar tedavi edilebilmektedir.

Ameliyat sonrası hastalar ameliyathaneden yürüyerek odalarına çıkartılıp, 1 saatlik izlem sonrası evlerine aynı gün gidebilmektedirler. Bu hastalar 2-3 gün içinde de güvenle işlerine geri dönebilmekte, kısa zaman içinde de banyo yapabilmektedirler. Bu hastaların aynı zamanda sosyal hayatlarına geri dönüşleri de çok kısa sürede olabilmekte, sportif hobilerine tekrar başlamaları da kısa süre içinde mümkün olabilmektedir.

Günümüzde, ameliyat gerektirecek boyutta ilerleyen varis hastalıklarının tedavisinde seçilecek en modern tedavi yöntemi, aynı gün taburcu olmak üzere, lokal anestezi altında, ameliyathane koşullarında uygulanacak, lazer ya da RF yöntemi kullanılarak yapılan kapalı varis ameliyatlarıdır. Ayrıca ele gelen varisleri olan hastalarda, bu varisli damarların miniflebektomi yöntemi dediğimiz mikrocerrahi yöntemiyle, dikiş gerekli olmadan estetik yolla alınarak temizlenmesi de, hem estetik görünümü, hem de ileriki dönemde tedavinin kalıcılığını önemli oranda etkileyecek etkenlerdir.

GÖRÜŞLER
HASTA YORUMLARI
Tüm Yorumlar
Randevu Randevuİletişim İletişimWhatsapp Whatsapp
Doç. Dr. Cüneyt NarinDoç. Dr. Cüneyt NarinKalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
0542 286 27460542 286 2746